16 Aralık 2014 Salı

Ezanı duyunca ağlayan turist


El kadar CD yi görünce şaşırıyor küçük diliniyutuyor.


El kadar CD yi görünce şaşırıyor küçük diliniyutuyor.
Adamlar ammada akıllı ha diyor, hayranlığını gizlemiyor.
Ama Onu Yaratan Yüce Allahın,insanın kendi bedenine yüklediği şaheserleri görmezden geliyor. 
Bir kez olsun şükretmiyor.CD nin mucidini anıyor.
Ama 1 grama 1 trilyon CD eşdeğerinde bilgiyi yükleyen sahibini bir kez olsun anmıyor,inkâr ediyor,dolayasısı ile kendine yazık ediyor.

7 Kasım 2014 Cuma

MUM DENEYİ



MUM DENEYİ


İlkokuldayken mum deneyi yapardık.Yakmış olduğumuz mumun üzerine bardak kapatır ve mum belli bir süre sonra oksijen bittiğinde söner.

Peki Uzayda oksijen olmadığı halde Güneş neden sönmüyor? Yanmaya devam ediyor? 

Mesela odunları veya kömürleri tutuşturup yaksak,belli bir zaman sonra yakıtı bittiği için ateş söner. 

Peki milyonlarca yıldır yanan Güneş neden sönmüyor?

Kermeste Pişirilen Ekmekte Allah Lafzı.



Kermeste Pişirilen Ekmekte Allah Lafzı.


Tarsus’ta yapılan bir kermes’te yapılan gözlemede Allah lafzı herkesi şaşırttı.

Tarsus’ta geçtiğimiz günlerde bir dernek tarafından düzenlenen kermeste kadınları yaptığı bir ekmekte ortaya çıkan Allah Lafzı (yazısı) herkesi hayretler içinde bıraktı.

Ekmekteki Allah lafzını ilk önce kimsenin fark etmediğini, yalnızca ekmeği alan bir bayanın farkına vardığını söyleyen Kermes yetkilileri, “Bayanlar sıkma yapmak için ekmeği sacda pişirdikten sonra bir bayana verdi. 

Ekmeği alan bayan kısa süre sonra şaşkın ve hayretle geri gelerek ekmekte Allah lafzının olduğunu söyledi. Arkadaşlarımız ekmeğe bakınca üzerinde gerçekten de Allah lafzı olduğunu gördü. Bunu duyan birçok vatandaş ekmeği görmek istedi. Çünkü hepsi böyle güzel bir hikmete şahitlik etmek istiyordu. Hatta bazı vatandaşlar ekmeği almak için bizlere ricada bulundular.

Biz de inanıyoruz ki ekmekteki lafzatullah, kısıtlı imkânlarla yaptığımız bu hayır kermesine Yüce Rabbimizin bir nimetidir.”diye konuştu.


http://www.tarsushaber.com/haber-8891-kermeste-pisirilen-ekmekte-allah-lafzi



21 Ekim 2014 Salı

Allahın varlığına gücüne inanmak istemeyenler,peki her türlü meyveyi veren kim?Yaratan kim?


Allahın varlığına gücüne inanmak istemeyenler,peki her türlü meyveyi veren kim?Yaratan kim? 


İçine su koymuş tat koymuş senin ihtiyacın olan vitamini koymuş dış kabuğunu düşün onu nasıl muhafaza ediyor. Hemen olup,ağaçta çürümüyor. Onu taa kilometrelerce uzakta aylar sonra yiyebiliyorsun. Sana gelene kadar canlılığını koruyor,bi düşün bunu senın hizmetine veren kim?

 Yazın ayrı veriyor,kışın ayrı,alman gereken vitamini mevsimine göre ayarlamış. Peki kim? 

Bizim verdiğimiz örnek sadece bir meyve dimi. Peki onun verdigi nimetleri sayabilirmiyiz. En basiti kendi vücuduna bak incele nekadar muhteşem bir varlığız.Yaradılısımızı incele.Bunların arkasında kim var? Bunları görmek için ilim bilim sahibi olmak gerekmiyor.Bukadar nimetin icinde ona şükretmemek yarattıklarını görmemek için deli olmak lazım.

Aldığın nefesi tut ve ne büyük nimetmiş anlarsın. O her yerin herseyin sahibidir. 

İnanalım ve ona şükür edelim,hamd edelim.



20 Ekim 2014 Pazartesi

GÖVDESİNDEN MEYVE VEREN AĞAÇ!








GÖVDESİNDEN MEYVE VEREN AĞAÇ!


Mucizevi Olay! Gövdesinden Meyve Veren Ağaç 'JABUTİCABA'


Brezilya`ya özgü bir üzüm ağacı olan Jabuticaba, gövdesinden verdiği meyveleri ile bir ressamın tablosundan fırlamış gibi görünüyor.


Ağacın meyvesi olgunlaşmadan önce, gövdesinde çiçek gibi açar ve meyveye dönüşünceye kadar rengi koyulaşır.


Bu benzersiz ağacın meyvelerinden reçel, marmelat ve meyve suyu yapılır.

Ayrıca Jabuticaba meyvesi bademcik, astım ve ishal tedavilerinde kullanılır.




14 Ekim 2014 Salı

37 Yıllık Ateist'ten Ağlatan Mektup-VİDEO


37 Yıllık Ateist'ten Ağlatan Mektup



37 Yıllık Ateist'ten Ağlatan Mektup


"Kat'i ve çok tecrübelerle anlaşılmış ki, imanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkiki yapmanın en kısa ve en kolayı Risale-i Nur'dadır. Evet onbeş sene yerine, onbeş haftada Risale-i Nur o yolu kestirir."

Said Nursi hazretlerinin bu sözünü teyid eden bir hadise İzmir Sözler Köşkü İlim ve Kültür Derneği'nden Serkan Aktaş'ın başından geçti bu olay dinleyenlerihem hüzne boğdu hemde sevindirdi.

37 yıl ateist bir düşünce ile yaşayan ve günün birinde bir Risale-i Nur dersine denk gelen ve neticesinde hayatının nasıl değiştiğini ifade eden sözleri ihtiva eden mektubu sizlerin bilgisine sunuyoruz.

Sevgili kardeşim serkan,
Ben 37 senemi darwinizme ömür tüketmiş olan, hayat tabularımı onların üzerine kuran ve böyle bir hayat geçirmiş olan ben şimdi anlıyorum ki bomboş bir hayat geçirmişim...

Bunu nasıl anladın diye sorarsan bir gün arkadaş ve karakter olarak çok sevdiğim,inanç ve düşünce olarak nefret ettiğim Tolga kardeşimin mekanında hasbel kader seni dinledik. orada dinlediğim dersten olacak ki inandığım yolda şüpheler oluştu. sonra o inançlı arkadaş tolga beni senin kahvehanedeki sohbetine getirdi. işte nolduysa o anda oldu. 

Gırtlağımdan içime doğru sıcaklıkla beraber pişmanlık,acizlik..

Böyle bir hissiyat oluştu. içimde deprem üstüne deprem oluştu. ilk çay molası verdiğimizde kendisini küçük ve aciz gördüğüm arkadaş gözümde dağ oldu ve sevgisi bir kat daha arttı. serkan kardeş serkan kardeş benden yaşça küçük olmasına rağmen benim hayatım boyunca unutamayacağım en önemli inanç meselelerini,allah'ı,peygamberi,insanlığı ve insan olmanın ne demek olduğunu bana sen öğrettin. 

Ben ki her gün 4-5 gram kokain ve her türlü uyuşturucunun esiri olmuş hollanda hastanesinde tedavi olmaya karar verdim. hastaneye yattım ki kan tahlili ve tetkiklerde araştırmalarda hasta olduğum anlaşıldı. pankreas kanseri olmuşsun dediler ve ciğerime sıçramış. oradaki doktorlar en çok iki sene yaşarsın diyorlar. ama inan bana serkan kardeşim hiç umrumda değil.

Umrumda olan tek şey ya rabbimi tanımadan ölseydim? 

Bana bunları farkında olmadan öğrettiğin ve vesile olduğun için sana minnettarım! 

Benim saf ve temiz kardeşim tolga sanki anlamış gibi bana hastalar risalesini hediye etti. O küçük sayfalar,benim büyük rahatlamama yol açtı. Hele o beraber olduğum ve beraber kıldığımız sabah namazı..

Kadınlar gibi ağlaştığımızı hiç unutmuyorum..
Kardeşlerim benim! Sizin yaptığınızı benim karın kardeşlerim,kan kardeşlerim yapmadı.

Bana cenab-ı allahı yolunu daim etsin! Bugün manisadan 200 adet küçük sözler aldım hollanda'da dağıtmak üzere.. Ben de sizin gibi bu son günlerimde hizmet etmeye nasip olurum. Serkan kardeşim bana sakın üzülme! acıma da.. Hastayın diye sevin! dua et ki allah beni seviyormuş.. ya kafir ölseydim..? 

Ben ayın 10unda hastahaneye yatacağım. tedavisi olmasa da acı çekmezsin dediler. serkan kardeş ben daha önceki hayatımdan dolayı çok pişmanım o yüzden de hanımdan da ayrıyım ve çocuklarımı da göremiyorum. Ve daha bir sene daha görmeme cezam var. Şimdi senden son isteğim ve arkadaşlarımdan bana gönülden samimi olarak çok dua edin ki aileme ve çocuklarıma kavuşup onlara da bu yolun güzelliğini anlatayım.

Artık bu saatten sonra türkiye'ye vize alamam. Belki dünya gözüyle birdaha görüşemeyeceğiz. Ebedi hayatta görüşme ümidiyle.. Cenab-ı allah dilinize ikna versin! Allah'a emanet olun! Hakkınızı helal edin! 
Sizi seven Hollandalı kardeşiniz..


Video İçin Tıklayınız.

http://www.youtube.com/watch?v=uVhSvKCJKTY


http://www.risaleajans.com/nur-alemi/-yillik-ateistten-aglatan-mektup




UZAY ÇAĞINI


KENDİ EKSENİ ETRAFINDA.....


KIYAMET SURESİ 3-4.AYETLER


"EZAN ÇİÇEĞİ!"




"EZAN ÇİÇEĞİ!"


Akşam Ezanı ile Yatsı ezanı arasında sarı renkte açan çiçek, sabah gün açtığında renk değiştirerek güneş ışığı ile birlikte kırmızı olup yine güneş ışığı ile kuruyor.

Ezan Okunurken Açan Çiçeğin Videosu ve Haberin Tamamı İçin 


Bu Linke Dokununuz:


"Ezan Çiçeği", İlginç özelliklere sahip bitkidir. Lale iriliğindeki ipeksi sarı çiçekleri gün boyu kapalı durur. Güneş battığı anda aniden açılarak şaşırtıcı bir gösteri sunar. Ertesi gün öğlene doğru sönen çiçeklerin ömrü bir gündür. Ancak bol tomurcuk verdiği için problem olmaz. Baharda rozet biçimi etli ve tüylü yaprakların ortasından uzun bir sap çıkarır. Bu sapın üzerinde yaz boyu açacak olan tomurcukları taslak halinde bulunur. 1.5 metre uzayabilir.


Alternatif Tıpta Ezan Çiçeği


Çin ve Kuzey Amerika kökenli olan "Oenothera biennes" ya da "ezan çiçeği", gece çökerken büyük sarı çiçekler açan dayanıklı bir bitkidir. Aynı zamanda şifalı bir bitkidir. Yolların kenarlarında, çakıllı ve kumlu topraklara sahip ekilip dikilmemiş arazilerde bulunur. Soğukken yapılan ilk sıkımdan, çok az miktarda çok değerli bir tohum yağı elde edilir. Bu yağın içerdiği esansiyel yağlara ve özellikle de tek önemli doğal kaynağı olduğu gamma-linoleik asit (#) içermesine borçludur. Prostaglandin E1 prekürsörü (ön maddesi) olan bu madde, premenstrüel sendromda kısmen de olsa yüksek saptanan ve göğüslerde gerginlik hissi, ödeme bağlı karın şişliği, migren, anksiyete, sinirlilik, tahammülsüzlük, uykusuzluk, depresyon gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olan prolaktin hormonuna karşı etkili olduğu hususuyla ilgili bir çok kitapta bilgi vardır! Lakin Türkiye'deki ilgili kanunlara göre bu şekilde kullanılması suçtur ve ilaç olarak kullanılmaz. Bu bilgiler tamamen sizlerle paylaştığımız birer “genel kültür” paylaşımıdır!


Bu bitkinin yağı, tohumlardan ileri "soğutma çıkartma" teknolojisi kullanılarak üretilmektedir. Bu yağın temel maddesi doy­mamış yağ asitleridir. En önemlisi ise Gamma linolenik asittir.


Gamma linolenik asit, insan vücudu tarafından üretilmemektedir. Son derece gerekli bu madde dışarıdan alınmaktadır. Yapılan araştırmalar, Gamma linolenik asidin prostaglandin oluşumunda başrol oynadığını kanıtlamıştır. Kadın vücudundaki prostaglandin metabolizması bozukluğu tüm fizyolojik unsurların bozukluğuna yol açar, buna regl dönemi de dahildir. Dolayısıyla her gün gereken miktarda Gamma linolenik asit alınarak ve prostaglandin dengesini belli bir seviyede tutarak bu tür rahatsızlıkların önlemi alınabilmektedir. Gamma linolenik asit, hücre zarlarının mitokondriyon oluşumunda yer alan en önemli maddedir. Bu asidin eksikliği hücrelerin zedelenmesine, ciltteki nem denge­sizliğine, cilt kurumasına ve hassaslaşmasma hatta egzamaya bile yol açabilir. "Oenothera Yağı", çok sayıda alifotik asitleri içermektedir. Gamma linolenik asitle beraber lipidlerin metabolizmasını etkileyerek kandaki lipid sayısını düşürebilir ve aynı zaman­da vücuttaki yağların parçalanma ve çözülme işlemini hızlandırabilir. Genel olarak Gamma linolenik asit, içerdiği maddeler sayesinde orta yaştaki kadınların fizyolojik dengesizliklerinin ve fazla kilo problemlerinin giderilmesine yardımcı olan mükemmel bir iyileştirici üründür.


Nebatat ve hayvanat Allah'ı biliyorlar mı? Biliyorlarsa bu nasıl bir bilmektir?


Lisanıhâl ve kal olmak üzere iki türlü konuşma vardır. Lisanıkal, bir şeyi düşünerek ve konuşarak söylemektir. Mesela iki insan bir araya geldiği zaman halini ve derdini konuşarak anlatırlar.

Bir de hâl dili ile konuşmak vardır. Yani hali ve durumu ile karşı tarafa bir şey aktarmak ve anlatmaktır. Mesela trafik lambaları avazı çıktığı kadar insanlara durun veya geçin diye bağırmazlar, hal dili ile, yani cansız ve şuursuz renkler ile yol gösterirler.

İletişim ve konuşmak ya da bir hakikati ifade etmek, sadece konuşmak ve düşünmek ile olmaz. Bunun dışında cansız ve şuursuz varlıklar, canlı ve şuurlu varlıklar gibi hal dili ile çok şeyleri ifade edip ispat edebilirler.

Şimdi, kainatta ne kadar canlı veya cansız varlık varsa, hepsi ya hâl dili ile ya da kal dili ile Allah’ın varlığına ve birliğine şahitlik ediyorlar ve onu zikredip tesbih ediyorlar. Bunun en güzel ifadesi ise cansız ve dilsiz olan atomların canlı ve şuurluların yapamayacağı vazifeleri görmesidir. Bugün fennin beyanı ile atomlar o kadar mükemmel bir vazife ve işlere mazhar oluyor ki, zerre kadar aklı olan, o atomun arkasında Allah’ın kudret elini görür ve o atomun hal dili ile Allah’ı zikrettiğini ve "bismillah" ile başlayıp "elhamdülillah" ile bitirdiğini anlar. 

Hatta insan Allah’ı bir dil ile zikrederken, atom ve zerreler bin dil ile Allah’ı zikredip ispat ediyorlar. Atomların dili hal dilidir, tıpkı trafik lambalarının hal dili ile konuşması gibi. Atomlar hal dili ile sürekli Allah’ı zikredip tesbih ediyorlar.
Bir elma, üzerindeki renk tonu ile Allah’ın Musavvir ismine sahip olduğunu ihtar eder, mideye rızık olarak indiğinde Allah’ın Rezzak olduğunu gösterir, tadı ile Allah’ın Rahim ve Kerim olduğunu ifade eder ve bunun gibi daha çok isimleri hali ile bize bildirir ve bize ispat eder ve bir cihetle manen zikreder.
Cansız ve şuursuz varlıkların insan gibi bilmek ve tanımak tarzında değil de, kendilerine mahsus bir şekilde bilmesi ve tanıması olabilir; bu hikmet-i İlahiden uzak değildir. Cansız ve şuursuz mevcudat nasıl hal dili ile Allah’ı tesbih edip zikrediyor ise, kendilerine mahsus bir dil ya da şuur ile Allah’ı bilip tanıyabilirler. Mahiyetini bilemememiz, olmadığı anlamına gelmez.

Nitekim Kur’an’ın çok ayetlerinde şuurun alametleri 
hükmünde olan tesbih ve zikir, cansız varlıklara izafe edilmiştir.
Bu ayetlerden bazıları şunlardır: 

"Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmiştir. O, Aziz'dir, Hakîm'dir."(Hadîd, 57/1).

"Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tesbih ederler. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, Halîm'dir, çok bağışlayandır."(İsrâ, 17/44).

Bismillah ve hamd kulluğun simgesi ve başlı başına bir ibadet olduğuna göre, sadece insana has bir olgu değildir. Bu yönüyle kainattaki bütün mahlukat onunla ilgilidir. Toprağın bağrına atılan bir tohum, çatlamak, başını topraktan çıkarmak ve güneşe doğru filizlenmek için "bismillah" der. Ama biz onun dilini anlamayız. Yumurtaları üzerinde yatan kuş, yavruları için "bismillah" der. Ama kendi lisanında. Ağaçlar, mevsimi geldiğinde meyve vermek için "bismillah" derler. Ama insan bunun farkında değildir. İşte müminin kainata bakışı budur ve bu şekilde olmalıdır.

Kur'an-ı Kerim'de buyrulur ki,

"Kainatta hiçbir şey yoktur ki hamd ile Allah'ı tesbih etmesin, Onu anmasın, Ona dua etmesin. Fakat siz onların bu tesbihlerini, zikirlerini, dualarını fark etmiyorsunuz." 
(İsra, 17/44)

Ama şunu da göz ardı etmemek gerekir. Bitkiler ve cansız varlıklar insan gibi külli bir şuur ve tefekkür ile Allah’ı zikredemezler.








Fil Kayası Heimaey - İzlanda 

Tamamen doğal bir oluşum olan kayanın file çok benzemesi görenleride şaşırtıyor.

Yolları kesişen fakat birbirine karışmayan nehirler.













Yolları kesişen fakat birbirine karışmayan nehirler.


"O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır." 
(Furkan Suresi, 53. Ayet)


"Suları acı ve tatlı olan, iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar. Fakat aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar." 
(Rahman Suresi, 19. ve 20. Ayet)

Allah'ın hayvanlara verdiği müthiş kamuflaj yeteneği


Allah herşeyin yaratılışını mükemmel kılmış ve insanın yaratılışını da çamurdan başlatmıştır. (Secde S.7.Ayet)


Allah herşeyin yaratılışını mükemmel kılmış ve insanın yaratılışını da çamurdan başlatmıştır. 

(Secde S.7.Ayet)


AHTAPOTUN GÜZELLİĞİNE BAKIN!


AHTAPOTUN GÜZELLİĞİNE BAKIN! 

YARATAN NE GÜZEL YARATMIŞ?




14 Temmuz 2014 Pazartesi

Cenabı Allah bir patatesin bile kaç çeşidini yaratmış... Bakar mısınız?

BU GÜZEL VARLIKLARIN SANATKÂRI KİM?


 
 
BU GÜZEL VARLIKLARIN SANATKÂRI KİM?

HÂLÂ RABBİNİZE KULLUK ETMEYECEKMİSİNİZ?


ATEİSTİN BİRİ


YAPRAKTA ALLAH LAFZI


HURMADA ALLAH LAFZI


ŞEFFAF BALIK

BÖYLE BİR MISIR GÖRDÜNÜZMÜ?


BEBEĞİN KULAĞINDA ALLAH LAFZI

GÖKYÜZÜNDE ALLAH LAFZI

ALLAH'IN MUHTEŞEM YARATMA SANATINDAN ÖRNEKLER











YAĞMUR BULUTU